Friday, April 22, 2011

Yena

Sonbahar biterken bekledim seni, insanların arasında, çok uzaktayken bekledim. Yüzlerce insan tek bir ağızdan konuşsa bile uğultunun içinden geçip beni bulan sessizliği dinlerken bekledim. Yattığım yerden batan güneşi ve beliren geceyi izlerken bekledim. Uzak bir ülkenin sessiz bir sokağında köşeyi döndüğümde karşıma çıkmanı umarken bekledim. Bir sinema salonunun loş karanlığında diğer insanları izleyip seni görmeyi dilerken bekledim. Kahkahalarımın son nefesinde suskunluk yine ağzımın içine dolarken bekledim. Seviştikten sonra yattığım yerden kalkıp evin boş sessizliğinde sigara içerken bekledim. Balık yerken senin de onu rakıyla mı yemeyi sevdiğini yoksa şarabı mı tercih ettiğini düşünürken bekledim seni. Sen gittiğinden beri kaç bardak içtiğimi, kaç kez masaya oturduğumu hesaplamaya çalışıp aramıza giren süreyi bardaklar ve tabaklarla ölçmeye çalışırken bekledim. Seni hiç tanımayan kadınlar seninle kavga ederken bekledim. Doğduğum şehrin, tüm kaba, tüm kirli, tüm sevgisiz insanlarıyla tanışıp onların siyah akıntısında sürüklenirken bekledim. Herkes kadar suçlu, herkes kadar kirli olduğumu kabullenirken bekledim seni. Seni beklediğimi bile unutacak kadar, sanki her an yanımdaymışsın gibi seni kırmaktan korka korka yaşarken bekledim. Tütün kokan kadehlerde kahve ve alkol tüketirken, siyah kapaklı beyaz sayfalı defterler güneşe tutulmuş aynalar gibi gözümü kamaştırırken bekledim. Elimden kayıp toprağa düşen elmanın zamanla nasıl toprağa karıştığını görürken bekledim. Toprağa karışan elmalar boyu bekledim seni, bir elma olup toprağa karışmayı dilerken bekledim. Dünyadaki on milyar numaranın arasından parmakların yanlışlıkla benim numaramı tuşlasın ve santrallerden, telefon direklerinden, ahizelerden geçip gelen ses senin sesin olsun diye dilerken bekledim. Akan nehrin sesini dinlerken bekledim, o nehrin senin yanındaki bir denize ulanmasını umarken bekledim. Bir işin tam ortasında ya da bir sohbetin içindeyken dalgınlaştığımı görüp "ne o bir yerlerde gemilerin mi battı" diye soranlara, "hayır batmaz o" diye cevap verirken bekledim. Bana bakıp gülenlere bakıp ben de gülmek isterken bekledim. Karanlık bir yoldan geçiyorken can sıkıntısıyla ıslık çaldığımda bekledim. Anlar, saniyeler, günler, ve yıllar boyunca bekledim seni. İlk gençliğim boyu bekledim. Ve sonra sen geçip arasından anların, saniyelerin, günlerin ve yılların, bulduğunda yeniden beni, anladım ki, yine alsa, yine saklasa bile dünya, ben yine anlar, saniyeler, günler ve yıllar boyunca beklerim seni.

No comments:

Post a Comment